Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinden etkilenen bölgelerde görev yapan Sakarya UMKE ekibi üyeleri, yaşadıklarını unutamıyor.
İl Sağlık Müdürlüğünden yapılan açıklamada, deprem bölgesine Sakarya’dan ilk giden UMKE ekibinde hemşire Pınar Tütüncü’nün yer aldığı belirtildi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Tütüncü, Osmaniye’ye ulaşmak için zorlu hava koşullarında yola çıktıklarını, Bakanlığın yönlendirmesiyle bir an önce Osmaniye’ye varmaya çalıştıklarını aktardı.
İkinci deprem haberini yolda duyduklarını vurgulayan Tütüncü, “İki kez yıkılmıştık. Saat 21.00 sıralarında Osmaniye’ye giriş yaptık. Sakarya UMKE Tim-1 ekibimize Metin Tamer Sitesi’ne intikal görevi verildi.” ifadelerini kullandı.
Burada kurtardıkları kadının hemen yanında eşinin ve az ilerisinde çocuğunun cenazesi olduğunu bilmediği belirten Tütüncü, kadının daha sonrasında hayatını kaybettiğini büyük bir üzüntüyle öğrendiklerini anlattı.
Bu olayın kendisini çok etkilediğini vurgulayan Tütüncü, şunları kaydetti:
“Orada yaşadıklarımız ve hissettiklerimizi kelimelerle anlatmak mümkün değil. Hep birilerini kurtarmak için çabaladık ama çoğu zaman sadece cenazeleri enkazdan çıkarmak durumunda kaldık. 18 Şubat’ta Sakarya’ya dönüş yaptık. Yaşanan büyük felaketin birinci yılında hayatını kaybeden tüm canlarımızı rahmetle anıyor, yaralılarımıza şifalar, yakınlarına büyük sabır diliyorum.”
“Hiç düşünmeden yangına daldık”
UMKE ekibinde yer alan Acil Tıp Teknisyeni Furkan Kardeş de o gün yaşananların hafızalarda çok taze olduğunu ifade ederek, 1999 Marmara Depremini yaşamış biri olarak büyük bir hüzünle bölgeye hareket ettiklerini anlattı.
İlk dört gün sahada enkaz arama kurtarma çalışmalarında görev aldıktan sonra, Osmaniye’de Masal Park’ta kurulan çadır kentte sahra hastanesi kurulumu gerçekleştirildiğine değinen Kardeş, şöyle devam etti:
“Görevimizin geri kalanında burada faaliyet gösterdik. Sahra hastanesinin bulunduğu çadır kentte gecenin bir vakti yangın çıktı. Askerler yangını söndürmek için koşarken ben de yangını gördüm ve koştum. Yangın alanına en yakın yangın söndürücü sahra hastanesindeydi. Tüpü alıp sadece koştum, koşarken yanımda bir önceki vardiyadan çıkan ekip arkadaşımı gördüm. İstirahate geçeceği sırada yangını fark ederek ayakkabılarını bile giymeden öylece bir yangın tüpünü kapıp gelmiş. Yangına ilk giren ikimiz olduk. Tek düşündüğümüz bir kişinin daha burnu kanamasın. Bir çocuk daha üzülmesin. Bir anne daha ağlamasın. Zaten insanların evleri yıkılmıştı, bir de zar zor başlarını soktukları çadırlar yanıp gitmesin.”
Göğsüne dolan dumanın kendisini yavaşlattığını hissettiğini ancak kurtarma faaliyetine devam ettiğinin altını çizen Kardeş, “Tekrar ağzımı bağlayarak daldım çadırların arasına. Çok geçmeden bulduk birbirimizi. Çok şükür iyiydi. Sahra hastanesine beraber geri döndük. Tedavi edilmemiz gerekiyordu ama kapasitemiz yeterli değildi. Önce hastalara, yaşlılara bakmalıydık. Herkese bakıldı ve durum stabil hale geldikten sonra dumandan etkilenen diğer ekip arkadaşlarımla birlikte hastaneye gittik. Tedavi altına alındık.” ifadelerini kullandı.