Tekirdağ’ın Kapaklı ilçesinde G.A. isimli kadın 2019 yılında eşi U.A.’dan boşanmak için mahkemeye başvurdu.
Eşinin kendisinden boşanmak istemesi üzerine U.A. da iki çocuğunun annesi kadınla resmi şekilde evli olmadıklarını, nikah sırasında orada bulunmadığını ve imzayı da kendisinin atmadığını iddia ederek evliliğin yokluğunun tespitini talep etti.
Dosyaları inceleyen mahkeme, “evliliğin yokluğu” hükmüne karar verdi.
Yapılan yargılama sonucunda Çerkezköy 2. Aile Mahkemesi U.A.’nın açmış olduğu dava yönünden yaptığı incelemede, “Erkeğin evlenme esnasında hazır bulunmadığı, evlenme defterindeki imzanın erkeğe ait olmadığı, böylece evlenmenin kurucu unsurunun eksik olması nedeniyle evlenmenin yok hükmünde olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verdi. Ayrıca G.A.’nın açmış olduğu boşanma davasının da geçersiz olduğuna hükmetti.
G.A.’nın karara karşı istinafa başvurması üzerine dosya üst mahkemeye taşındı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesince dosya usulen bozuldu. Üst mahkeme, her iki tarafın açmış olduğu davaların incelenmesi gerektiğini, U.A.’nın açmış olduğu “evliliğin yokluğunun tespiti” davasının öncelikle karara bağlanmasını ve karar kesinleştikten sonra G.A.’nın açmış olduğu boşanma davasında karar verilmesi gerektiğini belirterek, söz konusu dosyayı bozdu. Bunun üzerine Çerkezköy 2. Aile Mahkemesi dosyaları tefrik ederek, U.A.’nın açmış olduğu davanın 24 Ekim tarihinde görülen duruşmasında evliliğin yokluğunun tespitine karar verdi.
“EŞİNE AZ RASTLANIR BİR OLAY OLDUĞU İÇİN MÜDAHİL OLDUK”
U.A.’nın avukatı Muhammed Ali Demirci, söz konusu dosya ile ilgili olarak, “Müvekkil bize gelip başvurduğunda ve yaşadıklarını anlattığında Türkiye’de eşine az rastlanır bir dava olduğunu en başından anlayarak, davaya müdahil olduk. Müvekkil istemediği halde, zorlanarak, rızası ve bilgisi olmadan kendisi de nikah akdine katılmadığı halde Çıldır ilçesinde resmi evlilik gerçekleştirilmiş ve kendisine artık bu senin eşin denilmiş ve resmi nikahtan 1 ay kadar sonra İstanbul’da düğün gerçekleştirilmiş.
Evliliğin kurucu unsuru olan resmi memur önünde kabul rızalarının açıklanması hususu gerçekleşmediği için evlilik en başından beri yok hükmündedir. Bu nedenle evliliğin yokluğunun tespiti amacıyla açmış olduğumuz dava yerel mahkemece kabul edilmiştir. Dosya kapsamında tanıklar dinlenmiş ve Adli Tıp Kurumundan imza incelemesi de yaptırılmış ve sonucunda evlilik kütüğündeki imzanın müvekkile ait olmadığı ortaya konulmuştur. 24 Ekim’de verilen kararın henüz gerekçesi yazılmamıştır, gerekçeli karar yazıldıktan sonra karşı taraf olan G.A. muhtemeldir ki avukatları aracılığıyla karara itiraz edeceklerdir. Ancak kararın hiçbir şekilde değişmeyeceği ortadadır.” dedi.